Yıl sonuna yaklaşırken ABD piyasalarında seçim sonrası coşkunun yerini daha temkinli bir havaya bıraktığını görüyoruz. Trump’ın zaferiyle başlayan ralli, faiz politikalarındaki belirsizlik ve güçlü doların etkisiyle sönümlenirken, iç tarafta Borsa İstanbul’da dikkat çeken bir hareketlenme yaşanıyor. Son iki haftadır endekste başlayan tepki yükselişi, Umutları tekrardan yeşertmiş görünüyor. Özellikle kritik 9400 seviyesi üzerinde kalıcılık sağlanabilirse, bu hareketin daha güçlü bir olumlu trende dönüşmesi mümkün. Bu süreçte artan işlem hacmi ve primsiz hisselere yönelik ilgi, endekste beklentilerin yeniden şekillendiğinin işaretlerini veriyor.
Ana resme baktığımızda Kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarından çıkan büyük miktardaki tasarruf, döviz kurlarının yatay seyrinde uzun süredir düşük prim sunmasıyla alternatif yatırım araçlarına olan ilgiyi artırırken, altın fiyatlarının ABD seçimlerini kazanan Trump’ın etkisiyle değer kaybetmesi ve 2025 yılı için faiz indirimi beklentilerinin öne çıkması, piyasalarda yeni bir denge arayışını tetikliyor. Bu denge arayışı içerisinde ilginin yavaş yavaş beklentileri bir türlü karşılayamamış olan borsa İstanbul üzerinde yoğunlaşmaya başlaması bizi şaşırtmaz.
Borsa İstanbul, ABD seçimlerinin ardından hareketlenerek yüzde 10’a yakın prim sağladı ve artan işlem hacmiyle yatırımcıların ilgisini çekmeye başlamış gözüküyor. Yine de Yabancı yatırımcıların aylardır süren hisse senedi satışlarını sürdürmesi borsa açısından hoş değil. Yerli yatırımcıların Borsa İstanbul’a yönelmesi, düşük değerli hisselerde fırsat arayışına işaret ederken, artan işlem hacmi bu ilginin güçlendiğini gösteriyor. Ancak yabancı ilgisinin düşük seyretmesi, borsanın dış piyasalardan ayrışarak potansiyelini tam anlamıyla kullanmasını zorlaştırıyor.
Diğer yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Faizle birlikte enflasyon da düşecek” açıklaması sonrası faiz indirimi beklentileri biraz daha güçlenmiş olsa da enflasyonun yüksek seyri, bu beklentiyi sınırlıyor. Merkez Bankası’nın 21 Kasım’da açıklayacağı faiz kararı bu nedenle büyük bir merakla bekleniyor. Enflasyon düşmeden faiz indiriminin gerçekleşmeyeceği düşüncesi ağırlık kazanırken, aralık ayı için bir indirim beklentisi henüz masadan kaldırılmış değil.
Sonuç olarak, Son iki haftadır Borsa İstanbul’a artan ilgi, alternatif getirilerdeki fırsatların zayıflamasıyla el ele yürüyen doğal bir dönüşümün eseri. Bu hareket, borsanın uzun süredir ağır bastığı olumsuz taraftan adım adım olumlu bir görünüme evrildiğinin de işareti. Aralık ayı ve yıl sonu yaklaşırken daha umut verici bir piyasa ile karşılaşmayı bekliyoruz; fakat piyasa rüzgârının her zaman keskin dönüşler barındırabildiği unutulmamalı. Riskleri ve fırsatları eşit bir hassasiyetle ele alarak ilerlemek, bu dönemin kazananları arasında yer almanın anahtarı olacaktır.
İyi haftalar dileriz.