Borsa İstanbul’da zor bir haftayı geride bıraktık. Haftanın ilk dört günü art arda düşen endeksimiz Cuma günü bankalar öncülüğünde bir tepki vermiş olsa da bu tepki hareketi kimseyi memnun etmemiş gözüküyor. Güven problemi yaşayan borsa İstanbul yatırımcıları tepki yükselişinin her an yerini tekrardan sert satışlara bırakacağından endişeli.
Peki neden düşüyoruz? İlk akla gelen cevap Ortadoğu’da artan gerilimin satışları tetiklediği yönünde. Bu cevap bölgeye olan yakınlığımız nedeniyle doğru gibi gözükse de bizzat savaşan tarafların borsalarından daha fazla düşen endeksimizde jeopolitik gelişmelerden fazlasının fiyatlandığı ortada.
Bu noktada Zirve seviyesinden kabaca %20 aşağıda olan borsada düşüşün sebeplerine kafa yormayı bırakıp yükselişe katalizör olabilecek gelişmelere odaklanmanın daha faydalı olacağı görüşündeyim. Ancak burada ilk etapta sorulması gereken soru düşüşün bitip bitmediği.
Önümüzdeki hafta bu sorunun cevabını alacağız gibi duruyor. İsrail’in geçen haftaki füze saldırılarına karşı İran’a cevap vereceği kesin ancak misillemenin ölçeği ve zamanı konusunda farklı spekülasyonlar var. Bir çok kişi 7 Ekim olaylarının yıl dönümünün cevap için mükemmel bir tarih olabileceği konusunda hemfikir. İsrail, verilecek cevabın “sert” ancak bölgesel bir savaşı tetikleyecek boyutta olmayacağını söyleyip duruyor. Ancak anlaşılan o ki İsrail’in ne söylediği değil Borsa İstanbul’un bunları nasıl duymak istediği bundan sonraki yönümüzü belirleyecek.
Rüzgarın tersine esebileceği, belirsizlikle yoğrulmuş bir haftaya giriyoruz, yatırımcılar diken üstünde. Ancak tarihin bize öğrettiği bir şey varsa, o da her fırtınanın ardından bir sakinlik geldiği. Jeopolitik gerilimlerin gölgesi elbet hafifleyecek; belki yarın, belki de beklenmedik bir anın sessizliğinde. O zaman yatırımcılar için gökyüzü daha aydınlık, ufuk daha umut dolu olacak. Ortadoğu'daki tansiyonun yavaş yavaş sönümlendiği bir senaryoda, Borsa İstanbul’da uzun süredir beklenen iyimserlik rüzgarları tekrar esmeye başlayabilir. Unutmayalım, borsada her düşüş, bir toparlanışın başlangıcıdır ve cesaret edenler için her kriz, fırsatla iç içedir.
İyi haftalar dileriz.