HAFTAYA BAKIŞ: Fevkaladenin Fevkinde
Türkiye’ye oluk oluk para akıyor. Dövizimiz yetmeyeceği için IMF’ye muhtaç olacağız diyenlerin olduğu zamanlardan geldiğimiz nokta göz kamaştırıcı. Aslında herşey krize doğru giderken genel seçimler sonrasında ekonominin yönetimini Mehmet Şimşek’e verilmesi ile başladı. Aylarca yeni program hazırlıkları ve ardından uluslararası finans merkezlerinde para yöneticilerine sunumlar meyvelerini vermeye başladığında Kasım 2023 olmuştu. Yani göreve gelindikten 5 ay sonra para girişi Türkiye’ye başladı. Kasım’da başlayan bu giriş, Mayıs başında güçlenerek devam ediyor. İki kez, sadece iki kez yabancı ürktü. Biri yerel seçim öncesi Şubat-Mart 2024 ve İsrail İran gerginliğinin yaşandığı Nisan 2024.
Durum o hale geldi ki gelen yabancı para yüzünden kur düşüyor ama TCMB, bu fırsatı değerlendirerek rezerv artırıyor. Dokunmasa dolar 30 TL’nin altına inecek belki. Yerel seçimlerden beri yani 40 günde 36 milyar dolar Merkezin net rezervi arttı ama halen eksi 38 milyar dolar seviyesinde. Tabi bu tempo ile yaz bitmeden net rezerv artıya geçebilir.
Paranın çoğu bankalar üzerinden swapla geliyorken bir kısmı tahvile bir kısmı da borsaya giriyor. TCMB verisine göre son 1.5 ayda TL tahvile 1.7 milyar dolar giriş var. Borsada yabancının payı % 40’a ulaştı. QNBFB hariç tutulursa daha doğru olur ki orada % 33’e ulaştı. Bu oran 6 ay önce % 26.5 idi. Üstelik bu son dönemdeki gelen yabancılarda ABD ve İngiltere ağırlığı dikkat çekiyor. Yani kurumsal yabancılar. Tabi başka bir ayrıntı banka hisselerinde son 6 ayda paylarını % 34’den % 43’e yükseltirken BIST30 hisselerinde % 38’den % 47’ye çıkardılar. Yani büyük şirketlerin neredeyse yarısına ulaşıyorlar. Yoğun talep o kadar güçlü ki Türkiye’nin riskini gösteren CDS’lerde geçmişte 5 yıllık vadelilerde 300 altı köpük olur hemen yükselirdi. Geçen hafta 270’lere kadar indi ve kaldı.
Türkiye’nin hikayesi, “enflasyonun tek haneye indirilmesi süreci” olarak Mehmet Şimsek tarafından vurgulanıyor. Bu amaçla TCMB, 2024 sonu hedefini geçen hafta % 38’e yükseltti. Onu sağlamak için faiz artırıldı ama bir önemli bacak henüz adım atmamıştı. O eksiklik 13 Mayıs pazartesi kamunun tasarruf tedbirleri açıklanarak giderilecek. Bu arada belirtelim, TCMB diyor ki 3. Çeyrek (daha başlamadı bile) en sert daralmayı hissedeceğimiz çeyrek olacak.
Biz böyle yolumuzda giderken, yurtdışında da pozitif coşkun bir hava var. Avrupa’da; İngiltere, Almanya, Hollanda, İspanya, Portekiz, Fransa, İsveç borsaları rekor kırıyor. ABD’de; Dow Jones, S&P500 ve Nasdaq rekorlarda. Dolayısı ile bu durum bize para akışına destek olduğundan memnunuz. Ya orda korku hakim olsa, bize para gelmesi bu kadar kolay olur muydu?
Bu hafta o korku konusu gündeme gelebilir. Çarşamba günü ABD Nisan TÜFE’si gelecek. Şunu bilmek lazım ki, FED Temmuz 2023’de faizleri % 5.5’a çıkarırken TÜFE % 3.0’e düşmüştü. “Artık artırmayalım, bu 2 lere doğru inecek” diye düşünülmüştü. Aradan 10 ay geçti, % 3.1’in altına inemedi. Şimdi de beklenti % 3.4 seviyesinde. Eğer 3.5 ve üstü gelirse buralar hasar alır,çünkü hakkaten bir türlü inmiyor o zaman FED’in faiz indirim beklentisi boşa derler. Yok 3.3 gelirse de ralliye devam modu sürer. Diğer taraftan borsadaki şirketlerin % 22’si halen 2023 yıl sonu bilançolarını açıklamadı. 20 Mayıs son tarih. Diğer taraftan 2024 ilk çeyrek açıklamalar devam ediyor. Bu da hisse bazlı etkileşime yol açabiliyor.
Geçen haftaki yazımızda kar realizasyonlarının gelebileceğine işaret etmiş, hisse önerilerimizde de ona göre yapılanma yapmıştık. BIST100 geçen haftayı % 0.6 düşüşle kapatırken bu hafta da kar satışlarının devam ettiğini görebiliriz. ABD datası sonrasında yön daha net belli olur. Biz, önerilerimizden KOZAA’yı çıkarırken yerine EUPWR ekliyoruz.
Herkese iyi bir hafta diliyoruz.