Haziran ayının ikinci haftasına Dünya genelinde artan virüs vaka sayısı ve ikinci dalga endişesi ile başladık. Bu nedenle piyasaların önemli bir kırılma noktasında olduğu düşünülürken artan virüs vakalarına tepki limitliydi. Stres uzun sürmedi ve yeni teşvik paket beklentisi FED’in şirket tahvil alımlarını artırması ve ABD’de 1 trilyon sterlinlik alt yapı yatırımlarına hazırlık yapıldığı haberleri ile hisse senedi piyasaları toparlandı.
Geçtiğimiz haftanın son işlem gününde endekslerde opsiyon işlemlerinde vade sonuydu. Fiyatlamada Haziran vadeli e-mini S&P500 endeksinde pozitif fiyatlama olurken Eylül vade 40 puan eksi kapanış yaptı. Vadeli piyasalarda finansal ürünlerde backwardation nadiren görülür. Bu nedenle önümüzdeki hafta normal kontango fiyatlamaya dönülecek düşüncesindeyiz.
Tahvil bono piyasasının ise Mayıs ayı ekonomik verilerdeki iyileşmeye güven duymadığı ve özellikle uzun vadeli 10 yıllık ve 30 yıllık tahvil faiz oranlarının düşük seviyelerini koruduğunu gördük.
Altın haftanın son işlem gününde hisse senedi piyasalarında vadeli fiyatlamaların çarpıklığı ve tahvil piyasasının resesyon fiyatlaması ile 1.750 dolar üzerine çıktı.
Dolar Endeksi 96.80 endeks seviyesi altında kalamadı ve tekrar yükseldi. FED’in bilanço genişlemesinin son haftalarda yavaşlamış olması ve diğer gelişmiş ülke ekonomilerine kıyasla ABD ekonomik verilerinin Mayıs ayında daha iyi kompozisyon çizmesi Doların güçlenmesini sağlıyor. Öte yanda FED Mart ayından bu yana iyi bir likidite yönetimi yaptı ve özel şirket tahvil alımları ile rahat borçlanma kabiliyeti sağlandı. Şirket bilançolarının rahatlamış olması kısa vadeli olumlu iken işletmelerin ileriye dönük ekonomik iyimserliği gözden kaçmıyor.
Aşı çalışmalarına gelince bu konuda ABD’in daha seçici olduğu ve 7 şirkete finansal destek sağladığı görülüyor. İki şirket test aşamasına geçerken firmaların aşı konusunda çalışma yöntemleri konusunda farklılık olduğu belirtiliyor. Çin covid-19 aşısında test aşamasında olduğunu ve aşının 2020 yılı sonunda Dünya’ya tanıtılacağını söyledi. Londra Oxford üniversitesi de aşı çalışmalarında test aşamasına geçildiğini açıkladı. Sessiz ve derinden sonuç çıkarabilecek kapasitesi olduğundan en fazla Londra’dan umutlu olduğumu söylemeliyim. Bütün bunla bir yana sonbahar ayları ardından son aşamaya geçileceği ve en erken 2021 senesinde aşının uygulanabileceği tahmin ediliyor.
Bir başka enteresan haber Çin ve ABD’li yetkililerin Hawai’de gizli bir toplantı yapmış olmasıydı. Bu toplantıda Çin’in ilk faz anlaşmanın gereklerine icap ederek soya fasulyesi ve ethanol de ithalat artışı yapması bekleniyor. Nitekim soya fasulyesinde son iki haftalık ihracat rakamlarında artış dikkat çekiyor.
Küresel piyasalarda ikinci dalga endişesi ile yaşanan satış dalgasının kalıcı olmayışı artık virüs ile mücadelede en başa dönmemin mümkün olmadığı beklentisi ile açıklanabilir. Öyle ki, maske ve sosyal mesafe zorunluluğu ve limitli kısıtlamalar olmakla beraber Mart ayında olduğu gibi topyekun bir ekonomik kapanma mümkün görünmüyor. Hafta sonunda Brezilya, Meksika ve Hindistan’da artan vaka haberleri vardı. Amerika’da ise ülkenin güney batısında vakaların yoğunlaştığı haberleri var. Mayıs ayında ekonomilerin açılması ile beraber Amerikan ekonomik verilerinde ilk tepki ile perakende satışlarda artış ve işe dönüşler moral verdi. Tüketici ve işletmelerin güvenini gösteren endekslerde iyileşme yaşandı. Aynı durum Haziran ayında devam eder ise Dünya ekonomisin virüs ile yaşamaya alışmaya başladığını düşünüyor olacağız. Tam anlamı ile virüs öncesi tüketim ve üretim anlayışına geçiş beklemiyoruz. Ancak teşvik paketleri Merkez Bankaları kolay para politikaları da bir yere kadar ve ekonomilerin tekrar durma noktasına gelmesi politika yapıcılar tarafından tasvip edilmiyor.
Emtia piyasasında işlem gören ürünler için dip yapıyor demek oldukça güçtür. Son yıllarda artan üretim miktarı kapasitesinin üst sınırına dayanan stoklar ile doğal gaz fiyatları tarihi düşük seviyelerine geriledi. Öte yanda Mart ayında durma noktasına gelen ekonomik aktivitenin yanında yaz aylarında mevsim normallerinde seyredeceği düşünülen hava koşulları ile düşen talep var. Kısaca temel verilerde arz/talep dengesi ile fiyatlar geriledi. Düşen fiyatlar ile Amerika tarafında tekno kuyu sayısının gerilediği görülürken petrol üretimi yapan tekno kuyu sayısında düşüş hız kesse de doğalgaz üretimi yapanlar piyasadan çekilmeyi sürdürecek beklentisi var. Yaz aylarında ekonomilerin açılması ile beraber sanayide doğalgaz tüketimi artacaktır. Bunun yanında tarihi düşük seviyelerde fiyatların verdiği rekabet avantajı ile ihracat tarafında artış bekleniyor. Ancak yaz aylarında klima kullanımı için gerekli gaz tüketimi mevsim normallerinde hava koşulları ile fazla olmayabilir. Tekno kuyularda doğalgaz üretimi 2009 yılından bu yana en düşük seviyesine gerilerken daha düşmesi bekleniyor. Buna rağmen arz/talep dengesinin henüz fiyatlarda yükseliş desteklemesini beklemiyoruz. Tarihi düşük seviyelerden sürpriz bir toparlanma gelse de bu durum kalıcı olmayabilir.
Teknik olarak, ichimoku grafikte kumo bulutu altında hareket ile düşüşünü sürdüren doğal gaz Mayıs Haziran geri çekilmesinin yüzde 50 fibo direnci 1.97 üzerinde klaıcılık sağlanmadan trendin sona erdiğinden bahsedemeyiz. Kısa vadede aşırı satım bölgesinden gelen alımlar ile sinyal çizgisi 1.71 ilk direnç iken bu seviye üzerinde 1.77 test edilebilir. Aşağıda 1.63 desteği altında geçtiğimiz haftanın düşük seviyesi 1.60'a doğru geri çekilme potansiyeli korunmuyor. NYMEX'de rekor seviyede net kısa pozisyon miktarı ve kısa pozisyon kapama faaliyeti ile tepki alımları bu hafta da devam edebilir. Ancak arz/talep dengesi destek vermediği sürecek kalıcı bir yükseliş hareketi beklemiyoruz.
Bu hafta Avustralya ve Kanada Merkez Bankası Başkanları konuşmaları yanında Avrupa ve Amerika ISM imalat ve imalat dışı sanayi endeksleri. Amerika dayanıklı tüketim malları ve Michigan tüketici güveni ile veriler ile piyasaların test edileceğini söyleyebiliriz. Hisse senedi piyasasında geçtiğimiz Cuma hariç düşen işlem hacmi ile yatay bir seyir olabilir. Muhtemelen piyasa bir süre yükselişe ve ekonomik iyileşmeye inanmayan yatırımcıyı bekleyecek. Tahvil bono piyasasına gelince uzun vadeli tahvil faiz oranları düşüş için temkinli bir şekilde hareket ile Haziran ayı ekonomik verilerini izleyecek. Kısaca Nisan-Mayıs yükselişinin ardından piyasalar risk alma konusunda daha temkinli olabilir.