Geçtiğimiz hafta ABD tarafında kongre ve FED desteği olmadan iyimserliğini korumaya çalışan bir kompozisyon vardı. FED toplantı tutanakları ileriye dönük olumlu ekonomik beklentileri törpülerken 2. teşvik paketi Eylül ayına kalmış görünüyor. Beklenen ek tedbirlerin alınması konusundaki gecikme Ağustos ve Eylül ayı verilerinde bozulmaya açık kapı bırakıyor. Dow Jones Sanayi endeksinde bilanço açıklanan şirketlerin çok azı evden çalışam sürecinde karlılıklarını artırabilmiş. Çoğunluğun faaliyetlere bağlı olarak bilançolarının bozulduğu gözlenirken bir süre sonra bu şirketler maliyet düşürmek için istihdam kesintisine gidecek. İstihdam piyasasına ilişkin yeni önelemler ve ya aşı haberi olmaksızın FED'in de gösterge olarak takip ettiği istihdam piyasasında bozulma küresel piyasalar için risk oluşturuyor.
Pozitif taraftan bakında ABD'de bir çik eyalette vaka sayısının düştüğü ya da değişmediği gözlenen tablo ile 2. dalga endişesi hafifledi. Geçtiğimiz haftanın bir diğer pozitif gelişmesi ipotekli konut kredisi faizinde düşüşe paralel olarak ABD ikinci el konut satışlarının Temmuz ayında ikiye katlamış olmasıydı. Piyasada konutların ortalama elde kalma süresi 22 güne geriledi. Konut piyasasındaki iyileşme haftalık işsizlik başvurularında 1.1 milyon ile beklenti üzerinde artışın negatif etkisini kompanse etti. Haftanın son işlem gününde Apple Donald Trump'ın tiktok uygulamasına ilişikin kısıtlama için yargıya gideceğini açıkladı. Bu duruma hafta başındaki bölinme pozitif etkisi eklenince piyasanın katalizörlerinden olan Apple %5.2 yükseldi. Öte yanda uzman bakılarına göre ABD Doları'nın değer kaybı deniz aşırı ülkelerden hisse senedi talebini destekliyor. Bu görüşe katılıyorum ve hatta ABD ekonomisi ve hisse senedi piyasalarını iyi bilmeyen küresel yatırımcının ismi çok duyulan ve piyasa değeri anlamında büyük pastayı alan Apple, Amazon, Face book, Microsoft gibi hisse senetlerini tercih etmesi ile yükseliş sürüyor.
Önceki raporumuzda sadece Amerika virüs vaka sayısı yerine Dünya çapındaki mücadelenin nasıl seyrettiğine bakmanın önemine dikkat çekmiştik. Nitekim başlangıçta virüs ile mücadele başarısı ile gündeme gelen Güney Kore artan vaka sayısı ile bir çok kısıtlamaya gitti. Aslına bakarsanız resmi bir aşı haberi almadan covid-19 etkisinin geride kaldığını söylemek mümkün değil. Nisan ayından bu yana Merkez Bankaları likidite önlemleri ve hükümet teşvik paketi ile adeta sarhoş olmuş ve piyasalarda sabaha uyanış sancılı olabilir. Bu nedenle iyimserliğin abartılı olduğu inancı ile emtia, döviz, hisse senedi piyasalarında yılın geri kalanı için portföylerin taraf olmadan, dengeli oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz.
Temmuz ayı Çin ve Avrupa sanayi üretimi rakamlarında iyileşem olumluydu. Avrupa Merkez Bankası geçtiğimiz hafta da piyasalara düşük maliyetli kredi vermeyi sürdürdü ve euribor faiz oranları rekor düşük seviyeye geriledi. Japonya önceliğim işletmelerin kredi ihtiyacını karşılamakta enflasyon ikinci planda diyor. İngiltere'de Temmuz ayı tüketici enflasyonu beklenti üzerinde artış gösterdi. Ancak borcun GSYIH oranı 1960'dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Gelişen ülkeler de aynı politikalar ile tabiri caiz ise kesenin ağzını açtı. Herkez kendi derdinde başlangıçta ekononomik zayıf ülkelere yardım edeceğiz diyen kuruluşlardan şimdi ses soluk çıkmıyor. Önümüzdeki 10 senede bu derece yüksek bütçe açığı ve borçluluk ile mevcut kapitalist sistemin yeni bir forma gireceğine artık kesin gözü ile bakıyoruz.
Diğer tarafta Çin ekonomik verilerinde iyileşme yanında Dolar Endeksi'nin ileriye dönük zayıf seyrin sürme ihtimali ihracatçı emtialar için talep oluşturuyor. Çin talebi ve zayıf dolar desteği ile öne çıkacak ürünler; bakır, soya fasulyesi, mısır, buğday, domuz eti, ham petrol, doğalgaz, nikel, demir cevheri, çinko gibi ürünler sıralanabilir.
Ağustos ve Eylül aylarında hisse senedi ve emtia piyasalarında yükselişin sürmesi covid-19 vaka sayısı ve aşı haberlerinin yanında zayıf dolar ile ilişkilendirilebilri. Bu nedenle Kasım ayı başında yapılacak genel seçimler öncesi düşük dolar politika yapıcıları rahatsız etmeyecektir. Ekim ayı biraz daha belirsiz çünkü bu dönemde hem Çin-ABD ilişikileri hem de içe dönük politikalar sertleşebilir.
Atın ve gümüş piyasasında aşağı yönlü düzeltme hareketini açıklarken birden fazla tez öne çıkabilir. Dolar Endeksi'nde (DXY) düşüşün yerini yukarı yönlü düzeltme hareketine bırakmış olması, ABD virüs vaka sayısında yaşanan düşüş bunların arasında sayılabilir. Her düzeltme hareketinde olduğu gibi bunlar bahaneler ve bize göre kısa vadeli al sat yapan işlemciler, perekende müşteri grubu ve yatırımcılar bu dönemde beklemede kalmayı tercih ediyor. Yatırım ortamı kenarda beklemek için uygun seviyeye geldi ve gelişmelere göre önümüzdeki haftalarda trende katılım sürebilir.
Altın için alış yönlü eğilimin devam ettiği bir gerçek; sadece yıllık bazda ETF yatırım fonlarındaki altın miktarının 25.6 milyon/ons artması teyit etmek için yeterli. Geçmiş dönem geleceğin garantisi değil ancak son sekiz ayda ETF yatırım fonları ve Merkez Bankaları talebi ile 1300 dolar prim yapmış olan emtia artık bu seviyede biraz havayı koklamak istiyor. Bunu anlamak çok güç olmasa gerek. Bu şartlarda altın piyassaının yeniden destek bulup yükselmesi için Çin ve Hindistan başta olmak üzere fiziki altın talebinde öne çıkan ülkelerin durumunu analiz etmek gerekiyor. Hindistan altın ithalatı son üç ayda yükselişini sürdürdü. Çin küresel ekonomik iyileşmede öncü konuma geçti. Geçtiğimiz sene Çin altın talebi 900 ton iken Hindistan altın talebi 700 ton civarındaydı. Mart ayında altın fiyatlarında 1500 dolar/ons'a geri çekilme ile bu iki ülkenin talep düşüş beklentisi fiyatların içine girdi. Son sekiz ayda artan ETF fon talebine Çin ve Hindistan talebi eklenirse şimdiye kadar yılın zirve seviyesi 2075-2100 dolar üzerinde altın fiyatları görebiliriz. Öte yanda Amerikan seçimlerinin sonbahar aylarında altın piyasasında fiyatlarda yapması muhtemel oynaklık da işin içine girince kıymetli metaller için 2020 enteresan geçiyor.
18 Ağustos haftasında vadeli ve opsiyon piyasasında toplam spekülatör net uzun pozisyon miktaru 37 bin kontrat ile 52 haftanın yüksek seviyesinde açıklandı. Son dört haftada doğalgaz piyasasında toplam spekülatör alımları 33 bin kontrat olarak görülüyor. Toplam net uzun pozisyon miktarında yükselişe karşı piyasada açık pozisyon (OI) gerilemiş. Anlaşılan yüksek net kısa pozisyondan uzun pozisyona geçen piyasada kısa pozisyon (short covering) faaliyeti gerçekleşti. Derinlik raporuna göre 52 haftanın yüksek seviyesinde uzun pozisyon miktarı ile piyasa aşırı alım bölgesinde diye düşünülebilir. Öte yanda Amerika Gulf Coast sistemdeki iki fırtına ile arz tarafında düşüş ihtimali ile tetiklenen ve sonrasında ülkenin doğusunda artan hava sıcaklıklarının sonucu olacak talep artışı ile körüklenen yükseliş yılın geri kalanında temel görünüm ile beslenir ise yeni uzun pozisyonlar ile ralli devam edebilir. Enerji piyasasının içindeki analistler yılın geri kalanında sert hava koşullarına endeksli bir yükseliş trendinin riskli olduğunu söylüyorlar. Haklılar, küresel doğalgaz üretiminde bir sıkıntı mevcut değil arz bol ve geçtiğimiz senelerde olduğu gibi mevsim normalleri altında bir kış ve düşük talep senaryosunda son iki haftada yaşanan yükseliş kalıcı olmayabilir. Geçtiğimiz beş senede temel olarak sıkışmayan doğalgaz piyasası bu sene tersi bir görünüm sergiler mi? Şimdiden cevap vermek güç ama son iki haftada yaşanan yukarı yönlü hareket doğalgaz bull larını heyecanlandırmış görünüyor. Bu nedenle biz de takipte olmakta fayda görüyoruz.
Haftanın son iki işlem gününde başlayacak olan Jackson Hole toplantısı ve Küresel Merkez Bankaları politikalarını bekleyecek piyasalar haftanın ilk yarısında kenarda kalmayı tercih edebilir. Biraz daha orta vadeye bakılacak olursa Eylül ortasına ya da sonuna kadar küresel piyasaların iyimserliğini korumaya çalışacağını düşünüyorum. Ancak resmi aşı haberi geciktikçe sancılı bir uyanış ihtimali ile yatırımcı B planını hazırda tutmalı.