Geçtiğimiz hafta Amerika ve Avrupa Merkez Bankası Ekim ayı toplantı tutanaklarını açıkladı.
Amerika’da üç faiz indirimi ardından FED net olarak ekonomik koşullar mevcut durumdan kötüye gitmediği sürece sigorta faiz indirimi süreci sona erdi mesajı verdi. Hafta ortasında açıklanan tutanaklarda ABD’de günlük likidite düzenleyici önlemler dışında ek bir bilgi yoktu. Tutanaklardan üyelerin ortak görüşünün kısa vadede bilanço genişletici politikaların ekonomiye destek için yeterli olduğu anlaşılıyor.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantı tutanaklarına gelince Merkez Bankası Başkan değişimi ile fazla bir etki olması beklenmiyordu. Buna rağmen komite üyelerinin Eylül ayında öngörülenin üzerinde zayıf ekonomik büyüme, teşviklerin etkisini değerlendirmek için ihtiyaç duyulan zaman ve olası yan etkiler ile dikkat çektiği önemli konular vardı.
Ekim ayının iki önemli Merkez Bankası toplantı tutanakları bir yana küresel piyasaların gözü kulağı geçtiğimiz hafta olduğu gibi bu hafta da ABD-Çin ticaret müzakerelerinde olacak.
Amerika Çin’den fikri mülkiyet hakları, teknoloji transferi ve tarım ürünleri alımı konularında taahhütte bulunmasını istiyor. Çin ise ilk faz anlaşma için Amerikanın Çin’den ithal edilen ürünlere uygulanan ithalat vergisini geri çekmesini istiyor. Geçtiğimiz iki senede Çin ile Amerika arasında ticaret savaşı ve korumacı politikaların Dünya geneline yayılma ihtimali ile küresel ticaret hacmi geriledi. Bugünlerde iki ülke arasında ilk faz anlaşmanın sağlanması ile ticaret savaşının olumsuz etkisi geride kalacak umudu doğdu. Bu noktada iki ülke arasında ticaret görüşmelerinin kesildiği kötü senaryoda küresel piyasalarda yaşanacak hayal kırıklığını tahmin etmek güç olmasa gerek.
Aralık 15 tarihinde Amerika 156 milyar dolarlık Çin malına ithalat vergisi getirmeyi planlıyor. Son gelen haber akışında 28 Kasım tarihinde iki ülke yetkilileri görüşecek. 15 Aralık tarihine kadar anlaşma sağlanamaması durumunda ise Çin mallarına uygulanacak verginin ertelenebileceği haberleri basında yer alıyor.
Küresel piyasa fiyatlamalarında arada yaşanan duraksamalara rağmen Çin ile Amerikanın ilk faz anlaşmayı yapacağı yönünde umutlar tükenmedi. Bir başka deyişle piyasaların risk alma iştahı yerinde Aralık ayında olmasa bile 2020 yılı başında iki ülkenin ilk aşamada anlaşmaya varmış olacağı düşünülüyor. .
Amerika tarafında Conference Board tüketici güveni, dayanıklı tüketim malları siparişi ve üçüncü çeyrek büyüme rakamı (ikinci okuma)açıklanacak önemli veriler arasında yer alıyor.
Avrupa tarafına gelince Ekim ayı toplantı tutanaklarında üyelerin dikkat çektiği ekonomik zayıflık endişeleri ve teşviklerin yan etkileri gibi konular dikkate alındığında temkinli bir iyimserlik olabilir.
Çin ekonomisi çift haneli büyüme rakamları bir dönem emtia piyasasının katalizörü oldu. Endüstriyel metaller, petrol, tahıl ürünleri için öne çıkan Çin'in aylık ithalat rakamları stoklama faaliyeti ile artan emtia talebiydi. Emtia piyasasında ürün bazında değerlendirme yaparken Çin talebi yine önemini koruyor ancak geçmiş yıllara kıyasla nispi düşük seviyede. Yüzde 10'dan yüzde 6'lara gerileyen büyüme ile Çin ekonomisinin emtia talebi geriledi. Buna son dönem Amerika'nın getirdiği ithalat vergileri etkisi eklenince arz/talep dengesi emtia fiyatlarında orta ve uzun vadeli yükseliş trendinin önünü kesiyor. Düşen emtia fiyatları bu tarafta üretim ve ihracat yapan Asya ülkelerinin GSYIH artışına olumsuz etki yaparken Çin başta olmak üzere Asya Bölgesinde gelişen ve gelişmiş ülkelerin ekonomik büyümeyi sürdürebilir kılmak adına teşvik paketlerine ihtiyacı devam ediyor.
Sonuç olarak, Kasım ayının son haftası geçtiğimiz haftaya benzer şekilde ticaret müzakerelerinin gölgesinde geçecek. Amerikan senatosundan Hong Kong protestolarına çıkan destek tasarısı ardından Çin ile Amerika arasındaki ticaret görüşmelerinin gelişimi piyasaları yakından ilgilendiriyor.