Geride bıraktığımız hafta gündemin ilk sırasında yine ABD ile Çin arasındaki ticaret müzakereleri vardı. Başkan Donald Trump’ın Çin ile ilk faz anlaşma 2020 seçimleri sonrasına kalabilir söylemi hafta başında bir sarsıntı yaratsa da sonraki gelişmeler ile piyasaların risk alma eğilimini koruduğuna şahit olduk.
Müzakere sürecinin takipçilerine göre Çin’in isteği öncesinde getirilen gümrük vergilerinin geri çekilmesi, ABD’in istediği Çin’in 2020 yılında tahıl piyasasından yapacağı ithalat için taahhütte bulunması. Çin’in tahıl ürünleri ithalatı Amerikan seçimleri öncesinde önemli bir pazarlık gücü ve bu süreçte ne kadar etkili olduğunu göreceğiz?
Her iki taraftan da görüşmeler sürüyor ilk faz anlaşma yakın açıklamaları geliyor. Ancak 156 milyar dolarlık ek ithalat vergisi için belirlenen 15 Aralık tarihinden önce anlaşma sağlanamayabilir. Bu durumda yeni vergiler devreye girecek mi yoksa erteleme kararı mı gelecek?
Öte yanda mevcut fiyatlamalarda küresel piyasaların anlaşmanın olmayacağına dair fazla bir endişe taşımadığını anlıyoruz. 02 Aralık tarihinde S&P500 endeksinde yüksek seviye 3158 iken günün kapanışı 3114 endeks seviyesinde gerçekleşti. Bir sonraki gün 3069 endeks seviyesi görüldükten sonra kapanış 3091’de gerçekleşti. Görüşmeler iyi gidiyor açıklaması ile birkaç gün ile sınırlı korkulu fiyatlamalar geride kaldı ve S&P500 3100 endeks puan üzerine yerleşti.
Çin ile Amerika arasında ticaret görüşmelerinin ilk aşamada olumlu sonuçlanması küresel ekonomi için önem teşkil ediyor. Sadece Çin ile de değil Amerikanın Avrupa ile de ticari konularda müzakere süreci var. En son Amerika Brezilyanın para biriminin değer kaybını bahane ederek ülkeden ithal edilen çelik için ithalat vergisi getirdi. Özetle korumacı politikalar geçmişten gelen etkiler ile Çin ile ilk faz anlaşma olsa bile 2020 yılında da gündemden tam anlamı ile düşmeyecek.
Yeni haftaya Amerika tarafında haftanın son işlem gününde açıklanan güçlü istihdam raporu gölgesinde başlıyoruz. Ülkede Kasım ayında tarım dışı istihdam aylık 266 bin artış ile 180 bin civarında olan beklenti üzerinde gerçekleşti. İşsizlik oranı % 3.5 seviyesine geriledi. Ortalama saatlik kazançlar yüzde 0.2 artış gösterirken bir önceki ayın ücret artışı %0.4 olarak yukarı yönde revize edildi. Neticede yıllık bazda ücret artışları %3,0'den %3.1 seviyesine yükseldi. İstihdam piyasasının gücünü koruması ve ücretlerde artışın enflasyonist katkısı 2020 senesi için FED'in faiz indirmek bir yana faiz artırımını beklenenden önce gündeme getirebilir. Amerikan doları pozitif veri ile hisse senedi piyasalarında alımlar hızlanırken kıymetli metal piyasasında satışların baskın geldiğini gördük. ABD tahvil piyasasında oranlarda limitli kalması kısa vadede bir faiz artırım beklentisi olmayışına bağlanabilir. Hafta içinde 46.7 olarak gerçekleşen ve son aylarda düşüş eğiliminde olan ISM imalat sanayi endeksi Amerikan ekonomisi tarafında kuşkuları artırmıştı. İstihdam raporu ile bulutlar dağıldı ve anlaşılan 2020 yılında da Amerikan ekonomisi ve dolar cinsi varlıklar lokomotif olmayı sürdürecek.
Geçtiğimiz haftanın bir başka önemli gelişmesi OPEC toplantısı oldu. Toplantı sonucunda çıkan 2020 ilk üç ayında mevsimsellik ve arz fazlası endişesi ile 1.2 milyon varillik üretim kısıntısı 1.7 olarak güncellendi. Kartel içinde en fazla atıl üretim kapasitesi olan Suudi Arabistan geçmişte olduğu gibi en büyük yüklenici Nijerya ve Irak'ın ise üretim kotasında artış var. Bu iki ülkenin kendilerine verilen kotadan memnun olmadığı önceden biliniyordu. Bakalım 2020 ilk üç ayda OPEC ülkeleri limitlerine riayet edecek mi?
OPEC üretici ülkeler üretim kısıntısı kararını sürdürürken Amerikanın petrol piyasasındaki pazar payı artıyor. Amerika 2011 yılı günlük petrol üretim ortalaması 5.6 milyon varil iken teknolojik kuyuların devreye girmesi ile 2019 tahmini 12.3 milyon varil olabilir. Son sekiz senede Amerikanın petrol üretim ve ihracatında kat ettiği mesafe ve arz tarafındaki yükseliş ihracatçı ülke ekonomilerini zorluyor. Suudi Arabistan bütçe açığının GSYIH oranı 2019 yüzde 6 iken IMF tahminlerine göre 2020 bütçesi için başabaş noktası 84 dolar/varil olarak telaffuz ediliyor.
Tahmin edilmesi daha zor olan talep tarafındaki gelişmelere gelince 2019 yılına benzer yüzde 2.9 büyüme rakamı üzerinden gidecek olursak, petrol talep artışı günlük 1.0-1.2 milyon varil ile limitli kalabilir. Çin ile Amerika arasında ticaret müzakerelerinin olumlu sonuçlanması ile gelişen ve gelişmiş ülke ekonomilerinde daha iyi bir büyüme profili olumlu algılanır. Arz tarafındaki riskler biliniyor ve OPEC kısıntılar ile müdahale etmeye çalışıyor. 2020 yılında petrol fiyatlarında yükselişin önü ancak talep tarafındaki gelişmeler ile açılabilir.
Sonuç olarak, ticaret müzakerelerine ilişkin süreç Amerika ve Avrupa Merkez Bankaları toplantısı İngiltere seçimleri ile önemli bir haftaya giriyoruz. Bütün bunların yanında Amerika tarafında istihdam raporu ile desteklenen olumlu ekonomik görünüm piyasaların risk alma eğilimini artırmış görünüyor. Son iki ayda küresel piyasaları etkisi altına alan risk alma eğilimi bu hafta da devam edebilir.